sadece forum isteyenlerin forumu
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Dini Kıssa Ve Hikayeler....

Aşağa gitmek

Dini Kıssa Ve Hikayeler.... Empty Dini Kıssa Ve Hikayeler....

Mesaj tarafından ZAHİD_46 Ptsi Tem. 07, 2008 6:24 pm

Burası Dini Kıssa Ve Hikaye Bölümü..
ZAHİD_46
ZAHİD_46

Mesaj Sayısı : 106
Nerden : KüRe_İ aRz: HaVf ve ReCa DiYaRıNdA KENDİMİ DİNLİYORUM...!
Ruh Hali : Dini Kıssa Ve Hikayeler.... 1145
Tuttuğu Takım : Dini Kıssa Ve Hikayeler.... 1450
Kayıt tarihi : 05/07/08

Kişi sayfası
Rep Puanı:
Dini Kıssa Ve Hikayeler.... Left_bar_bleue15/1000Dini Kıssa Ve Hikayeler.... Empty_bar_bleue  (15/1000)

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Dini Kıssa Ve Hikayeler.... Empty Evde Bir Fare Kapanı Var...

Mesaj tarafından ZAHİD_46 Çarş. Tem. 09, 2008 11:32 am

Evin minik faresi, duvardaki çatlaktan bakarken çiftçi ve eşinin mutfakta bir paketi açtıklarını gördü. Kendi kendine:

"içinde hangi yiyecek var acaba ?" diye düşündü. Bir süre sonra gördüğü paketin bir fare kapanı olduğunu anladığında yıkılmıştı.

- "Evde bir fare kapanı var!, evde bir fare kapanı var!" diye bağırarak telaşla bahçeye fırladı. Minik fareyi telaş içinde gören tavuk, umursamaz ve bilgiç bir tavırla başını kaldırdı ve gıdakladı:

- "Zavallı farecik...Bu senin sorunun benim değil. Bana bir zararı olamaz küçücük kapanın" dedi. Tavuktan destek bulamayan farecik bu sefer telaşla koyunun yanına koştu ve,

- "Evde bir fare kapanı var!, evde bir fare kapanı var!" diye adeta çırpındı. Koyun anlayışla karşıladı ama,

- "Çok üzgünüm fare kardeş ama dua etmekten başka yapacağım bir şey yok. Dualarımda olacağından emin ol" dedi. Minik fare çaresizlik içinde ineğe döndü ve ,

- "Evde bir fare kapanı var, evde bir fare kapanı var!" dedi. inek ;

-"Bak fare kardeş, senin için üzgünüm ama beni ilgilendirmiyor." dedi.

Sonunda farecik, başı önde umutsuz şekilde eve döndü. Çiftçinin fare tuzağı ile bir gün tek başına karşılaşmak zorunda olduğunu anladı. O gece evin içinde sanki ölüm sessizliği vardı. Minik farecik aç ve susuzdu. Tam yorgunluktan gözleri kapanacaktı ki birden bir ses duyuldu. Gecenin sessizliğini bölen gürültü, fare kapanından geliyordu. Çiftçinin karısı, ne yakalandığını görmek için yatağından fırladı ve mutfağa koştu. Karanlıkta kapana, zehirli bir yılanın kuyruğunun kısıldığını fark edememişti. Kuyruğu kapana kısılan yılanın canı yanıyordu ve aniden çiftçinin karısını ısırdı.

Çiftçi, karısını apar topar doktora götürdü. Doktor, zehri temizledi sardı. Çiftçi karısını eve getirdi, yatırdı. Karısının ateşi yükseldi ve bir türlü düşmüyordu. Kadıncağız ateş ve ter içinde kıvranıp duruyordu. Böyle durumlarda taze tavuk suyunun gerekli olduğunu herkes bilir, çiftçi de bıçağını alıp bahçeye koştu. Karısı taze tavuk suyu çorbasını içti, biraz kendine geldi. Karısının hastalığını duyan komşular ziyarete geldiler.Onlara ikram etmek için çiftçi koyunu kesti. Çiftçinin karısı gittikçe kötüye gidiyordu. Yılan, belli ki çok zehirliydi. Birkaç gün sonra çiftçinin karısı iyileşemedi ve öldü. Cenazesine çok sayıda kişi gelince hepsine yeterli et sağlamak için çiftçi ineği mezbahaya yolladı. Fare tüm bu olanları büyük üzüntü ile duvardaki deliğinden izledi.

Birisi, sizi ilgilendirmediğini düşündüğünüz bir tehlike ile karşı karşıya ise hepimizin aynı tehlikede olabileceğini hatırlayalım. Hepimiz yaşam denilen bu yolculukta yer alıyoruz...alıntı..
ZAHİD_46
ZAHİD_46

Mesaj Sayısı : 106
Nerden : KüRe_İ aRz: HaVf ve ReCa DiYaRıNdA KENDİMİ DİNLİYORUM...!
Ruh Hali : Dini Kıssa Ve Hikayeler.... 1145
Tuttuğu Takım : Dini Kıssa Ve Hikayeler.... 1450
Kayıt tarihi : 05/07/08

Kişi sayfası
Rep Puanı:
Dini Kıssa Ve Hikayeler.... Left_bar_bleue15/1000Dini Kıssa Ve Hikayeler.... Empty_bar_bleue  (15/1000)

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Dini Kıssa Ve Hikayeler.... Empty Düşündürücü ve Bir O Kadar'da Üzücü.......

Mesaj tarafından ZAHİD_46 Çarş. Tem. 09, 2008 11:38 am

Dini Kıssa Ve Hikayeler.... Allah51lafzigo7


Düşündürücü ve o kadarda üzücü !!



Evliliğinden beri evinde kalan babası yüzünden eşiyle sürekli tartışıyordu. Eşi babasını istemiyor ve onun evde bir fazlalık olduğunu düşünüyordu. Tartışmalar bazen inanılmaz boyutlara ulaşıyordu. Yine böyle bir tartışma anında eşi bütün bağları kopardı ve "Ya ben giderim, yada baban bu evde kalmayacak" diyerek rest çekti. Eşini kaybetmeyi göze alamazdı. Babası yüzünden çıkan tartışmalar dışında mutlu bir yuvası sevdiği ve kendini seven bir eşi ve birde çocukları vardı. Eşi için çok mücadele etmişti evliliği sırasında. Ailesini ikna etmek için çok uğraşmış ve çok sorunlarla karşılaşmıştı. Hala ona ölürcesine seviyordu. Çaresizlik içinde ne yapacağını düşündü ve kendince bir çözüm yolu buldu. Yıllar önce avcılık merakı yüzünden kendisi için yaptırdığı kulübe tipi dağ evine götürecekti babasını. Haftada bir uğrayacak ve ihtiyacı neyse karşılayacak, böylelikle eşiyle de bu tür sorunlar yaşamayacaktı.
Babasına lazım olacak bütün malzemeleri hazırladıktan sonra yatalak babasını yatağından kaldırdı ve kucakladığı gibi arabaya attı. Oğlu Can "Baba bende seninle gelmek istiyorum" diye ısrar edince onu da arabaya aldı ve birlikte yola koyuldular. Karakışın tam ortalarıydı ve korkunç bir soğuk vardı. Kar ve tipi yüzünden yolu zor seçiyorlardı. Minik can sürekli babasına "Baba nereye gidiyoruz ?" diye soruyor ama cevap alamıyordu. Öte yandan nereye götürüldüğünü anlayan yaşlı adamsa gizli gizli gözyaşı döküyor oğlu ve torununa belli etmemeye çalışıyordu. Saatler süren zorlu yolculuktan sonra dağ evine ulaştılar. Epeydir buraya gelmemişti. Baraka tipindeki dağ evi artık çürümeye yüz tutmuş, tavan akıyordu. Barakanın bir köşesini temizledi hazırladı ve arabadan yüklendiği yatağı oraya itina ile serdi. Sonra diğer malzemeleri taşıdı en sonda babasını sırtlayarak yatağa yerleştirdi.
Tipi adeta barakanın içinde hissediliyordu. Barakanın içinde fırtına vardı adeta. Çaresizlik içinde babasını izledi. Daha şimdiden üşümeye başlamıştı.Yarın yine gelir bir yorgan ve birkaç battaniye getiririm diye düşündü. Öyle üzgündü ki Dünya başına göçüyor gibiydi. O bu duygular içindeyken babası yüreğine bıçak saplanmış gibiydi. Yıllarca emek verdiği oğlu tarafından bir barakaya terk ediliyordu. Gururu incinmişti içi yanıyordu ama belli etmemeye çalışıyordu. Minik Can ise olanlara hiçbir anlam veremiyordu. Anlamsızca ama dedesinden ayrılacak olmanın vermiş olduğu üzüntüyle sadece seyrediyordu.
Artık gitme zamanıydı. Babasının yatağına eğildi yanaklarını ve ellerini defalarca öptü. Beni affet der gibi sarıldı, kokladı. Artık ikisi de kendine hakim olamıyor ve hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Buna mecburum der gibi baktı babasının yüzüne ve Can'ın elini tutup hızla barakayı terketti. Arabaya bindiler. Can yola çıktıklarında ağlamaya başladı neden dedemi o soğuk yerde bıraktın diye. Verecek hiçbir cevap bulamıyordu, annen böyle istiyor diyemiyordu.
Can "Baba sen yaşlandığında bende seni buraya mı getireceğim" diye sorunca Dünyası başına yıkıldı. O sorunun yöneltilmesiyle birlikte deliler gibi geri çevirdi arabayı. Barakaya ulaştığında "Beni affet baba" diyerek babasının boynuna sarıldı. Baba oğul sıkı sıkı sarılmış ve çocuklar gibi hıçkıra hıçkıra ağlıyorlardı. Oğlu "Baba beni affet, sana bu muameleyi yaptığım için beni affet" diye hatasını belli ediyordu.. Babası oğlunun bu sözlerine en anlamlı cevabı veriyordu...
"Geri geleceğini biliyordum yavrum. Ben babamı dağ başına atmadım ki, sen beni atasın. Beni bu dağda bırakamayacağını biliyordum...alıntı..
ZAHİD_46
ZAHİD_46

Mesaj Sayısı : 106
Nerden : KüRe_İ aRz: HaVf ve ReCa DiYaRıNdA KENDİMİ DİNLİYORUM...!
Ruh Hali : Dini Kıssa Ve Hikayeler.... 1145
Tuttuğu Takım : Dini Kıssa Ve Hikayeler.... 1450
Kayıt tarihi : 05/07/08

Kişi sayfası
Rep Puanı:
Dini Kıssa Ve Hikayeler.... Left_bar_bleue15/1000Dini Kıssa Ve Hikayeler.... Empty_bar_bleue  (15/1000)

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Dini Kıssa Ve Hikayeler.... Empty Gerçek Zenginlik.....!

Mesaj tarafından ZAHİD_46 Çarş. Tem. 09, 2008 11:47 am

Dini Kıssa Ve Hikayeler.... Allah51lafzigo7



Gerçek zenginlik


Başlangıçta Türkistan taraflarında bir bölgenin hükümdarı yani dünya sultanı iken vâkî olan bazı ikazlarla hükümdarlığını bırakıp maneviyat sultanı olmaya azmeden, bunu da gerçekten başaran İbrahim bin Edhem Hazretleri (VIII. y.yıl) dünya malına karşı o kadar tenezzülsüzdü ki kimseden bir şey istemez ve beklemezdi.

Nefsini yokluğa ve mahrumiyete o derece alıştırmıştı ki bir benzerine rastlanamazdı. Birgün büyük velilerden çağdaşı ve hemşehrisi Şakik Belhi ile karşılaştı ve ona sordu:
– Ey Şakik nasıl geçiniyorsun? Şakik Belhi cevap verdi:
– Bulunca yiyoruz, bulmayınca sabrediyoruz. İbrahim Edhem:
– Horasan’ın köpekleri de aynı şeyi yapıyorlar, bulunca yiyorlar, bulmayınca sabrediyorlar, diye karşılık verdi.
Belhi sordu:
– Peki siz ne yapıyorsunuz?
– Biz bulunca dağıtıyoruz, bulmayınca sabrediyoruz.

***

Bizim İbrahim Edhem Hazretleri hakkında söylenmek istenilen kıssa bu değil... İbrahim Edhem’in, amaç edindiği ve ulaşmayı başardığı yokluk ve mahrumiyeti o derece aşikar, o derece göze batıcı idi ki görenlerde kendisine yardım hissi uyandırıyordu.
Varlıklı bir kişi İbrahim Edhem’e yardım etmek istedi. İbrahim Edhem:
– Yardımını gerçekten zenginsen kabul ederim, dedi.
Adam gerçekten zengin olduğunu, bir şeye ihtiyacı bulunmadığını söyledi. Büyük veli sordu:
– Ne kadar paran var?
– Üç bin altınım var.
– Dört bin olmasını istemez misin?
– Elbette isterim.
– Beşbin olmasını?
– İsterim.
– On bin altının olsa çok sevinirsin değil mi?
– Şüphesiz çok memnun olurum.
– Zengin olduğunu söylüyorsun ama, sen gerçekte züğürdün birisin. Sen, on bin değil yüz bin altının olsa yine kanaat etmez fazlasını istersin. Kanaati olmayan insan zengin sayılmaz. Gerçekten zengin olsaydın yardımını kabul edecektim...alıntı...
ZAHİD_46
ZAHİD_46

Mesaj Sayısı : 106
Nerden : KüRe_İ aRz: HaVf ve ReCa DiYaRıNdA KENDİMİ DİNLİYORUM...!
Ruh Hali : Dini Kıssa Ve Hikayeler.... 1145
Tuttuğu Takım : Dini Kıssa Ve Hikayeler.... 1450
Kayıt tarihi : 05/07/08

Kişi sayfası
Rep Puanı:
Dini Kıssa Ve Hikayeler.... Left_bar_bleue15/1000Dini Kıssa Ve Hikayeler.... Empty_bar_bleue  (15/1000)

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Dini Kıssa Ve Hikayeler.... Empty Kadın Aklı.......!

Mesaj tarafından ZAHİD_46 Çarş. Tem. 09, 2008 11:58 am

Dini Kıssa Ve Hikayeler.... Allah51lafzigo7





VAKTİYLE, BİR derviş bir Ramazan akşamı iftara davetliydi. Derviş, yatsıya yakın, evine döndü ve karısından mümkünse kendisi için sofra hazırlamasını istedi. Karısı:

“Sen davette değil miydin? Ne yemeği?” deyince, derviş:

“Sorma” dedi. “Çok yersem, arkamdan ‘Halis derviş değilmiş’ diye konuşmalarından korktum, pek birşey yiyemedim.”

Bunun üzerine, karısı:

“Tamam” dedi. “Sen şu akşam namazını kıl da, ben o arada sofrayı hazırlayayım.”

Derviş:

“Ama” dedi, “ben akşam namazını orada kılmıştım.”
Karısı cevap verdi:

“Sen arkamdan kötü konuşurlar diye pek yemek yiyemediğine göre, arkamdan iyi konuşsunlar diye de namazı uzatmışsındır” dedi. “Hadi, akşam namazını bir daha kılıver de, o arada sofrayı hazır edeyim.”

Rivayet edilir ki, hanımının bu ikazından sonra dervişin aklı başına geldi ve riya derdinden kurtulup halis bir derviş oldu.
ZAHİD_46
ZAHİD_46

Mesaj Sayısı : 106
Nerden : KüRe_İ aRz: HaVf ve ReCa DiYaRıNdA KENDİMİ DİNLİYORUM...!
Ruh Hali : Dini Kıssa Ve Hikayeler.... 1145
Tuttuğu Takım : Dini Kıssa Ve Hikayeler.... 1450
Kayıt tarihi : 05/07/08

Kişi sayfası
Rep Puanı:
Dini Kıssa Ve Hikayeler.... Left_bar_bleue15/1000Dini Kıssa Ve Hikayeler.... Empty_bar_bleue  (15/1000)

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Dini Kıssa Ve Hikayeler.... Empty Şu Söylediğin Cümleyi Bir Kafir Söylese Müslüman Olur...!

Mesaj tarafından ZAHİD_46 Çarş. Tem. 09, 2008 12:07 pm

Dini Kıssa Ve Hikayeler.... Allah51lafzigo7


Anlatılır ki: Bistâm'ın ileri gelenleri arasında zâhid bir kişi vardı. Kendisine tâbi olanlar olduğu gibi, herkes ona tâzimde bulunurdu. Bu zat, Bâyezîd-i Bistâmî'nin sohbet halkasından eksik olmazdı. Bir gün Bâyezîd-i Bistâmî'ye sordu:

“Ey Şeyh Hazretleri! Otuz senedir, sürekli olarak gündüzleri oruç tutar, geceleri namaz kılarım. Fakat senin anlatmış olduğun ilimlerden ve hâllerden kendimde eser bulamıyorum.” dedi. Bâyezîd-i Bistâmî:

“Üç yüz sene oruç tutup, namaz kılsan, yine de bahsettiğin tasavvuf deryasından zerre koku alamazsın!”

“Niçin?”

“Çünkü sen, nefsinle perdelenmişsin!”

“Bunun devası var mıdır?”

“Var; fakat sen kabul etmezsin.”

“Niçin kabul etmeyeyim, yıllardır onu arıyorum.”

“O hâlde beni iyi dinle. Şimdi git, önce saç ve sakalını kazıttır. Giydiğin şu elbiseyi çıkar, beline bir çuval, çaput bağla. En çok tanındığın sokağın başına git, otur. Eline de bir torba al, torbanın içi cevizle dolu olsun. Mahallenin çocuklarını çağır ve onlara: “Bana bir tokat vurana bir ceviz, iki tokat vurana iki ceviz vereceğim” de. Bu şekilde bütün şehri dolaş; çocuklara sen ceviz ver, onlar da sana vursunlar.”

Bâyezîd-i Bistâmî'yi dinleyen adam, bu söz karşısında şaşırmıştır. Şaşkınlık içinde:

“Sübhânallah! Lâ ilâhe illallah!” der.

Bâyezîd-i Bistâmî, adamın şaşkınlığı ve son söylediği cümle üzerine şöyle konuşur:

“Bu söylediğin cümleyi bir kâfir söylese, müslüman olur. Sen ise, onu söyleyerek müşrik oldun.”

Adam hayretten hayrete düşmektedir.

“Niçin!” diye sorar. Bâyezîd-i Bistâmî şu karşılığı verir:

“Çünkü sen, söylemiş olduğun cümle ile Hakk'ı değil; kendini tâzim etmeyi amaçladın.” Genç:

“Bu söylediklerini yapamayacağım; bana başka bir yol göster.” der. Bâyezîd-i Bistâmî:

“Senin derdinin dermanı budur. Ben senin bunu yapamayacağını tâ konuşmamızın başında söylemiştim.” der.
ZAHİD_46
ZAHİD_46

Mesaj Sayısı : 106
Nerden : KüRe_İ aRz: HaVf ve ReCa DiYaRıNdA KENDİMİ DİNLİYORUM...!
Ruh Hali : Dini Kıssa Ve Hikayeler.... 1145
Tuttuğu Takım : Dini Kıssa Ve Hikayeler.... 1450
Kayıt tarihi : 05/07/08

Kişi sayfası
Rep Puanı:
Dini Kıssa Ve Hikayeler.... Left_bar_bleue15/1000Dini Kıssa Ve Hikayeler.... Empty_bar_bleue  (15/1000)

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Dini Kıssa Ve Hikayeler.... Empty Rüyada Yenen Sopa.....!

Mesaj tarafından ZAHİD_46 Çarş. Tem. 09, 2008 12:14 pm

Dini Kıssa Ve Hikayeler.... Allah51lafzigo7



RÜYÂDA YENEN SOPA


Batida Ebü'l-Hasan ibni Harezhem adinda bir imâm vardi. Imâm-i Gazâlî hazretlerinin Ihyâ kitabini okuyunca begenmeyip onu yakmayi emretti.Halkin elinde bulunanlari da toplayip bir Cumâ günü yakilmasini kararlastirdilar.O Cumâ gecesinde Ebü'l-Hasan rüyâsinda: Kendi ders okuttugu câminin kapisindan içeri girdi.Bir de ne görsün; câminin içinde Resûlullah(sallallahü aleyhi ve sellem)ve yaninda Ebû Bekr radiyallahü anh ve Ömer radiyallahü anh oturuyorlardi .

Imâm-i Gazâlî de orada ayakta duruyordu ve elinde Ihyâ kitabini tutup:"Ey Allah'in Resûlü! Su kimse benim hasmimdir."deyip,sonra dizleri üzerine çöktü.Ihyâ kitabini Resûlullah'a verip:"Yâ Resûlallah, su kitaba bakiniz,eger bu kimsenin dedigi gibi bunda sünnete uymayan,esâsa muhâlif bir yanlislik varsa,ben Allahü teâlâya tövbe ettim.

Eger sizin bildirdiginiz dîne uygunsa,bu adamdan hakkimi alip beni sevindirin."dedi.Bunun üzerine Resûlullah,Ihyâ kitabini bastan sona kadar inceledi ve; "Vallahi bu elbette güzel bir kitaptir."buyurdu,sonra onu hazret-i Ebû Bekr'e ve hazret-i Ömer'e verdiler.Onlar da inceleyerek,bu kitap elbette güzeldir,dediler. Bunun üzerine Resûlullah:

"Adi geçen Ebü'l-Hasan'in elbisesini soyun,iftirâ edenlere vuruldugu gibi had vurun."buyurdu.Besinci sopadan sonra hazret-i Ebû Bekr;"Yâ Resûlallah böyle yapmasi yine senin sünnetini tâzim içindi.Fakat yanildi."dedi.Imâm-i Gazâlî de affetti.

Ebü'l-Hasan uyaninca gördüklerini talebelerine anlatti. Tövbe etti.Bir ay,rüyâsinda yedigi sopalarin acisindan rahatsiz oldu,cani yandi.Sonra geçti,fakat ölünceye kadar sopalarin izi sirtinda görüldü.Bu rüyâsindan sonra dâimâ Ihyâ kitabini okur,ona hürmet ederdi.

Evliyalar ansiklopedisi

Selam Sevgi ve Dua Ile...
ZAHİD_46
ZAHİD_46

Mesaj Sayısı : 106
Nerden : KüRe_İ aRz: HaVf ve ReCa DiYaRıNdA KENDİMİ DİNLİYORUM...!
Ruh Hali : Dini Kıssa Ve Hikayeler.... 1145
Tuttuğu Takım : Dini Kıssa Ve Hikayeler.... 1450
Kayıt tarihi : 05/07/08

Kişi sayfası
Rep Puanı:
Dini Kıssa Ve Hikayeler.... Left_bar_bleue15/1000Dini Kıssa Ve Hikayeler.... Empty_bar_bleue  (15/1000)

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Dini Kıssa Ve Hikayeler.... Empty Açılmayan Gözler....!

Mesaj tarafından ZAHİD_46 Çarş. Tem. 09, 2008 12:24 pm

Dini Kıssa Ve Hikayeler.... Allah51lafzigo7


Cüneyd-i Bağdâdî'yi yıkayan kimse, mübârek gözlerinin içine su ulaştırabilmek için uğraştı ise de, mümkün olmadı. Gizliden bir ses duydu; "Kendini yorma! Cüneyd'in gözü Allahü teâlânın zikri ile kapanmıştır. O'nun dîdârını görmeden açılmaz." diyordu. Yıkayan kimse, parmaklarını da açmak için çalıştı. Fakat; "Kendisi açmayınca açılmaz." diye bir nidâ geldi. Mübârek vücûdu yıkandı, kefenlendi ve cenâze namazını oğlu kıldırdı. Cenâze namazında bulunanların sayısı sayılamayacak kadar çoktu. Hocası ve dayısı Sırrî-yi Sekatî'nin kabrinin yanına defnedildi.

ALLAH BU ULU ŞAHSİYETTEN RAZI OLSUN İNŞALLAH....AMİN....
ZAHİD_46
ZAHİD_46

Mesaj Sayısı : 106
Nerden : KüRe_İ aRz: HaVf ve ReCa DiYaRıNdA KENDİMİ DİNLİYORUM...!
Ruh Hali : Dini Kıssa Ve Hikayeler.... 1145
Tuttuğu Takım : Dini Kıssa Ve Hikayeler.... 1450
Kayıt tarihi : 05/07/08

Kişi sayfası
Rep Puanı:
Dini Kıssa Ve Hikayeler.... Left_bar_bleue15/1000Dini Kıssa Ve Hikayeler.... Empty_bar_bleue  (15/1000)

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Dini Kıssa Ve Hikayeler.... Empty Dünya Sultan Süleymana (A.s) Bile Kalmadı......!

Mesaj tarafından ZAHİD_46 Çarş. Tem. 09, 2008 12:37 pm

Dini Kıssa Ve Hikayeler.... Allah51lafzigo7



Hz.Süleyman bir karıncaya bir yıllık yiyeceğinin miktarını sorar.

Karınca da, Bir buğday tanesi yerim diye cevap verir. Cevabın doğruluğunu kontrol etmek isteyen Hz.Süleyman (a.s) karıncayı bir şişeye koyar. Yanına da bir buğday tanesi koyar ve hava alacak şekilde şişeyi kapatır.

Sonra da bir yıl bekler. Müddeti dolunca şişeyi açtığında bir de bakar ki karınca buğday tanesinin yarısını yemiş, yarısını da bırakmıştır.

Hz.Süleyman (a.s) karıncaya buğday tanesini tamamen neden yemediğini sorar. Karınca da, "Daha önce benim yiyeceğimi yüce Allah (c.c) verirdi. Ben de O'na güvenerek bir buğday tanesini yerdim. Çünkü O beni asla unutmaz ve ihmal etmezdi.

Fakat bu işi sen üzerine alınca doğrusu nihayet bu aciz bir insandır diye sana pek güvenemedim. Belki beni unutup yiyeceğimi ihmal edebilirsin. O yüzden yarısını bıraktım der." paylaşmak istedim.

Rızkı veren Allah'tır... ve dünya Sultan Süleyman'a bile kalmamıştır.
ZAHİD_46
ZAHİD_46

Mesaj Sayısı : 106
Nerden : KüRe_İ aRz: HaVf ve ReCa DiYaRıNdA KENDİMİ DİNLİYORUM...!
Ruh Hali : Dini Kıssa Ve Hikayeler.... 1145
Tuttuğu Takım : Dini Kıssa Ve Hikayeler.... 1450
Kayıt tarihi : 05/07/08

Kişi sayfası
Rep Puanı:
Dini Kıssa Ve Hikayeler.... Left_bar_bleue15/1000Dini Kıssa Ve Hikayeler.... Empty_bar_bleue  (15/1000)

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Dini Kıssa Ve Hikayeler.... Empty Gülünüzü Yolun Başındayken Seçin....!

Mesaj tarafından ZAHİD_46 Çarş. Tem. 09, 2008 12:42 pm

Dini Kıssa Ve Hikayeler.... Allah51lafzigo7




Vaktiyle, görkemli bir malikanede yaşayan, yaşlı, çok zengin bir adam varmış. Malikane, gözalıcı güzellikte güllerin yetiştiği bir bahçenin içinde yer alıyormuş. Bu yaşlı zenginin evine, her hafta belli bir gün, orta yaşlı, tatlı dilli bir bohçacı kadın gelir ve yepyeni birbirinden güzel, pahalı kumaşlarını önce adama sonra çalışanlarına sunarmış... Bir gün yine Malikane ye gelmiş kadın yeni kumaşlarıyla, bekleme salonuna almışlar onu... Yaşlı, zengin ev sahibi biraz gecikince sıkılmış kadın ve duvarlarda asılı fotoğrafları incelemeye koyulmuş. Adam gelince "Beyim"demiş, "gençlik fotoğraflarınıza bakarken düşündüm de, çok ama çok yakışıklıymışsın. Mal mülk para desen, malum. Eee pek iyi de bir adamsın tanıdığım kadarıyla, o zaman niye hiç evlenip aile kurmadın be beyim?"
Adam gülümsemiş ve "madem garibine gitti, anlatayım" demiş. "Ama önce gül bahçesine çık ve bahçemin en güzel ama en güzel gülünü getir,"demiş. "Ama kapıya giderken seç, eve geri dönerken değil!"

Kadın şaşırarak "peki" demiş ve çıkmış bahçeye...

O büyüleyici güllerin arasında ilerlerken bir türlü karar veremiyormuş. "Şu güzel, bu güzel, yok yok belki ileride daha güzeli vardır" diye... Fakat bir bakmış ki bahçe kapısına gelmiş ve duvar dibinde gölgede kalmış bir kaç çelimsiz gülden başka gül yok?!

Ne yapsın dönerken seçemeyeceği için ve o güller de güzel olmadığı için eli boş dönmüş.

Adam "Hani en güzel gül?" diye sorunca anlatmış durumu...

Yaşlı zengin demiş ki:

"Anladın mı şimdi benim tüm hayatım boyunca niye evlenemediğimi? Doyumsuz olmasaydın eğer daha güzeli, daha iyisi, bunun rengi, bunun dikeni diye... Ve sarılsaydın dört elle sevdiğini, beğendiğini hissettiğin o güzelim güllerden birine, ellerin bomboş olmazdı benim gibi yolun sonuna geldiğinde....alıntı..
ZAHİD_46
ZAHİD_46

Mesaj Sayısı : 106
Nerden : KüRe_İ aRz: HaVf ve ReCa DiYaRıNdA KENDİMİ DİNLİYORUM...!
Ruh Hali : Dini Kıssa Ve Hikayeler.... 1145
Tuttuğu Takım : Dini Kıssa Ve Hikayeler.... 1450
Kayıt tarihi : 05/07/08

Kişi sayfası
Rep Puanı:
Dini Kıssa Ve Hikayeler.... Left_bar_bleue15/1000Dini Kıssa Ve Hikayeler.... Empty_bar_bleue  (15/1000)

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Dini Kıssa Ve Hikayeler.... Empty Bu Kadın Defnedilemez......!

Mesaj tarafından ZAHİD_46 Çarş. Tem. 09, 2008 12:48 pm

Dini Kıssa Ve Hikayeler.... Allah51lafzigo7



Ebu Hanife’nin meclisine gelen biri şöyle bir suâl sordu:
– Hamile bir kadın doğum sırasında vefat etti. Onu yıkamak üzere tahtanın üzerine koyduklarında karnındaki çocuğun yaşadığı anlaşıldı. Bu kadın böylece defnedilecek mi, yoksa bekletilecek mi? Kadın şu anda yıkama tahtası üzerinde beklemektedir. Mecliste hazır bulunanlar birbirlerine bakıştılar. Bazıları:

– Bu kadın defnedilemez. Ancak bekletilir. Ola ki bekleme sırasında çocuk dünyaya gele, dediler.

Bazıları da:

– Cenaze bekletilmez. Efendimizin hadisi vardır, cenazenizi bir an önce toprağa verin, buyurdu, dediler. Böyle söylenmesine rağmen yine de gözler Ebu Hanife Hazretleri’ndeydi. O, söylenenleri dikkatle dinledikten sonra fikrini açıkladı:

– Bu cenaze, ne defnedilir, ne de çocuğun doğması için bekletilir?

Dinleyenler şaşırdılar.

– Ne yapılır öyleyse? Geride başka ihtimal mi var sanki?

Evet, Hazret-i İmam’a göre asıl ihtimal geridedir ve olması gerekeni şöyle dile getirmiştir:

– Bu hamile kadının karnı ameliyatla açılır, çocuğu alınır, sonra defnedilir!

Dinleyenler hep birden bu görüşe iştirak ettiler. Doktor geldi. Hamile kadının karnı yarılıp çocuk sağ olarak çıkarıldı. Sonra defnedildi, çocuk bakıma alındı.

Daha sonra ne oldu biliyor musunuz? Bu çocuk büyüdü, sıhhatli ve akıllı bir çocuk olup, Ebu Hanife’nin ilminden, irşadından istifade etti. Ebu Hanife’nin gösterdiği fıkhî çare ile hayata gelişinden dolayı halk ona Ebu Hanife’nin oğlu adını takmıştı.

Kaynak: Yeni aile İlmihali, Ahmed Şahin, Cihan Yayınları
ZAHİD_46
ZAHİD_46

Mesaj Sayısı : 106
Nerden : KüRe_İ aRz: HaVf ve ReCa DiYaRıNdA KENDİMİ DİNLİYORUM...!
Ruh Hali : Dini Kıssa Ve Hikayeler.... 1145
Tuttuğu Takım : Dini Kıssa Ve Hikayeler.... 1450
Kayıt tarihi : 05/07/08

Kişi sayfası
Rep Puanı:
Dini Kıssa Ve Hikayeler.... Left_bar_bleue15/1000Dini Kıssa Ve Hikayeler.... Empty_bar_bleue  (15/1000)

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Dini Kıssa Ve Hikayeler.... Empty Tablo....

Mesaj tarafından ZAHİD_46 C.tesi Tem. 12, 2008 12:08 pm

Bir gün Avrupa'nın ünlü sanat merkezi kentlerinden birinde gezen çocuğun biri bir vitrinde çok hoş bir tablo görür. Tablo belli ki oldukça pahalıdır.

Çocuk bu tabloyu bir sonraki sene abisinin doğum gününe almayı ister ve bir iş bulup kıt kanaat geçinerek biriktirdiği tüm para ile o mağazaya gider. Şanslıdır tablo hala satılmamıştır .İçeri girer ve tabloyu bir süre yakından izledikten sonra resmi yapan sanatçıyı bulur ve
-" Abim'in doğum günü için bu resmi satın almak istiyorum. Tüm paramda bu kadar" der.
Ressam bir süre düşündükten sonra resmi paketler ve resmi satar.

Çocuk paketini alır ve teşekkür ederek çıkar.

Mağazada adamın arkadaşlarıda vardır ve şaşkın şaşkın sorarlar.

-Sen ne yaptın o resmin değeri milyonlar ederdi. Neden bu kadar cüzi bir rakama sattın?

Adam cevap verir:

-Evet ben bu resme milyonlarını verecek bir sürü insan bulabilirdim. Ancak tüm servetini bu resme verecek kaç kişi bulabilirdim...alıntı..
ZAHİD_46
ZAHİD_46

Mesaj Sayısı : 106
Nerden : KüRe_İ aRz: HaVf ve ReCa DiYaRıNdA KENDİMİ DİNLİYORUM...!
Ruh Hali : Dini Kıssa Ve Hikayeler.... 1145
Tuttuğu Takım : Dini Kıssa Ve Hikayeler.... 1450
Kayıt tarihi : 05/07/08

Kişi sayfası
Rep Puanı:
Dini Kıssa Ve Hikayeler.... Left_bar_bleue15/1000Dini Kıssa Ve Hikayeler.... Empty_bar_bleue  (15/1000)

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Dini Kıssa Ve Hikayeler.... Empty Tasarruf...(Ders Alınaca Bir Konu..)

Mesaj tarafından ZAHİD_46 C.tesi Tem. 12, 2008 12:13 pm

TASARRUF

'5 yaşında idim.
Rahmetli babaannem pirinç ayıklıyordu.
Bir tane yere düştü.
Babaannem eğildi, aramaya başladı.
Sağa bakıyor, sola bakıyor, bulmaya çalışıyordu .
Çocukluk iste,
-Aman babaanne dedim.
- Bir pirinç tanesi için bu kadar caba harcamaya, yorulmaya değer mi?
Rahmetli ilk defa sertleşti bana karşı, öfkeyle doğruldu.
-Sen oturduğun yerden ahkâm kesiyorsun, ' dedi.
- Hiç pirinç üretilirken gördün mü? İnsanlar ne kadar zorluk çekiyorlar. Bir pirinç tanesinde kaç insanin göz nuru, alın teri, emeği, çilesi var biliyor musun?'
Utancımdan kıpkırmızı olmuştum.

Aradan yıllar geçti.
Hukuk Fakültesinde öğrenciyim.
Alain'in proposlarini okuyorum.
Birden irkildim.
Babaannemi hatırladım.
Alain, bir insan yerde bir iğne görüp de eğilip almazsa, bütün uygarlığa karşı ihanet etmiş olur diyordu.
İlave ediyordu. Bir iğnenin üretiminde binlerce insanin alın teri, göz nuru, el emeği vardır diyordu.

On dokuz yıl evveldi.
Stockholm'e gitmiştim.
Bir otele indim.
Geceydi.
Sabahleyin, traş olmak için lavaboya gittiğimde, aynanın yanında ilginç bir not gördüm.
'Lütfen traştan sonra jiletinizi çöpe atmayın, yanda bir kutu var oraya bırakın, bir tek jiletle dahi olsa, İsveç çelik sanayisine yardımcı olun' diyordu.
Doğrusu hayretler içinde kaldım.
Çocukluğumdan beri çelik eşya denince akla İsveç çeliği gelir.
Birçok eşya üzerinde' İsveç çeliğinden yapılmıştır' diye yazardı.
İste o ülke, kullanılmış bir tek ufacık jiletin bile çöpe gitmesini istemiyor, ona sahip çıkıyor, gelen turistlere rica yollu uyarıda bulunuyordu.

İsviçre'de zaman zaman, belli periyotlarda radyolar, televizyonlar bir haberi duyurur.
'Şu tarihte, su saatte, adamlarımız gelecek. Siz lütfen hazırlığınızı yapın.
Okumadığınız, ilgilenmediğiniz, kullanmadığınız ne kadar kitap, dergi, gazete varsa, kâğıt, ambalaj, kutu varsa, velev ki, bir ilaç prospektüsü dahi olsa, kapının önüne koyun. İsviçre'nin kalkınmasına yardımcı olun. Fazla ağaç ziyanına engel olun.'

Japonlar son derece sade, basit, yalın mütevazı yasayan insanlardır.
Evlerini mobilya ile eşya ile dolduranlar Japonlara göre ruhen tekamül edememiş, hayatın manasını anlayamamış, zavallı kimselerdir.
Böyleleriyle; evini mezat salonuna çevirmiş zavallı, diye eğlenirler.
Bir insanin gösteriş için eşyanın esiri olması ne kadar acıdır.
Vaktiyle Japon ekonomisi darboğazdan geçiyor. İç borçlar, dış borçlar gırtlağı aşıyor.
Zamanın başbakanı meclisi toplar.
Kürsüye çıkar.
Durumu olanca açıklığı ve tehlikeleri ile anlatır ve;
-Şu andan itibaren der,
-Tanrı şahidim olsun ki, Japonların iç ve dış borçları son kuruşuna kadar ödenmeden, pirinçten başka bir şey yemeyeceğim.
-Şu üstümdeki elbiseden başka elbise giymeyeceğim.
Dediklerini yapar, en üstten en alta bir israftan kaçınma kampanyası açılır.
Japonya bütün borçlarını öder. Bu durumun toplumun bütün kesimlerini, tek istisna olmadan kapsadığını söylemeye gerek yok.
Geçenlerde Japon imparatorunun sarayını gördüm.
Yarabbim, ne kadar sade, ne kadar mütevazı, ne kadar gösterişten uzak...

*Gerekmediği halde elektriği yakmakla, suyu kapamadan bos yere akıtmakta, gece çamurlu ayakkabılarımızı temizlemeden yatmakla, yemek yediğimiz kapları yıkamadan bırakmakla biz de zalimler sınıfına geçmiyor muyuz?

*Hayat çok ince, akil almaz incelikte ipliklerle örülmüştür. Her şey o kadar birbirine bağlıdır ki, İlkokul okuma kitabımızdaki bir sözü hiç unutmadım.

Bir mıh bir nalı kurtarır.
Bir nal bir atı, bir at bir komutanı,
Bir komutan bir orduyu,
Bir ordu bir ülkeyi kurtarır diyordu..

Maddi durumumuz ne olursa olsun, ister zengin olalım ister fakir, hepimiz çok dikkatli olmak zorundayız.
Burada parayı da, maddiyatı da aşan büyük bir edep ve incelik vardır...alıntı..
ZAHİD_46
ZAHİD_46

Mesaj Sayısı : 106
Nerden : KüRe_İ aRz: HaVf ve ReCa DiYaRıNdA KENDİMİ DİNLİYORUM...!
Ruh Hali : Dini Kıssa Ve Hikayeler.... 1145
Tuttuğu Takım : Dini Kıssa Ve Hikayeler.... 1450
Kayıt tarihi : 05/07/08

Kişi sayfası
Rep Puanı:
Dini Kıssa Ve Hikayeler.... Left_bar_bleue15/1000Dini Kıssa Ve Hikayeler.... Empty_bar_bleue  (15/1000)

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Dini Kıssa Ve Hikayeler.... Empty Balıkçı...

Mesaj tarafından ZAHİD_46 C.tesi Tem. 12, 2008 12:20 pm

Amerikalı zengin işadamı, bir iş seyahati sırasında küçük bir Meksika kıyı kasabasına uğrar. Limanda gezerken, ağzına kadar balık dolu küçük bir teknenin içinde oturan bir balıkçı dikkatini çeker. Merakla yanına yaklaşır ve sorar,
- “Merhaba, bu balıkları yakalamak ne kadar zamanını aldı ?
Balıkçı, tümünü bir-iki saate yakaladığını söyler.
İşadamı bu kez, niçin daha uzun süre kalıp daha fazla balık yakalamadığını sorar.Balıkçı, ailesinin geçimi için bu kadarının yettiğini söyler.Amerikalı işadamı merakla balıkçıya kalan zamanını nasıl geçirdiğini sorar.
Balıkçı anlatır...,
- “Geç vakit yatarım, sabah birazcık balık yakalarım. Sonra çocuklarımla oynarım,öğlende de karım Maria ile biraz siesta yaparım.Akşamları, amigolarla beraber gitar çalıp şarap içeriz, eğleniriz. Dolu ve meşgul bir yaşantım var senyör .”

Amerikalı gerinerek,
- “Benim Harvard'dan MBA'm var ve sana yardım edebilirim. Balık tutmak için daha çok zaman ayırmalı ve daha büyük bir tekne ile çalışmalısın.Bu tekneden elde edeceğin gelirle daha büyük tekneler alırsın. Kısa sürede bir balıkçı filosuna sahip olursun.Böylelikle, yakaladığın balığı aracılara değil doğrudan doğruya işleme tesislerine satarsın. Hatta kendi balık fabrikanı bile kurabilirsin. Balıkçılık sektöründe bir numara olursun.”

Ve Amerikalı devam eder,
- “Tabii bunları yapman için öncelikle bu küçük balıkçı kasabasını terk edip MexicoCity'ye , daha sonra Los Angeles'e ve en sonunda holdingini genişletebileceğin NewYork'a yerleşirsin.”

Balıkçı düşünceli vaziyette sorar;
- “Peki senyör , bu anlattıklarınız ne kadar zaman alır ?”
Amerikalı yanıtlar,
- “15-20 yıl kadar”
- “Peki bundan sonra senyör ?” diye sorar balıkçı.

Amerikalı güler,
- “Şimdi anlatacağım en iyi tarafı! Zamanı geldiğinde, şirketini halka açarsın ve şirketinin hisselerini iyi paraya satarsın! Kısa zamanda zengin olup milyonlar kazanırsın!”
- “Milyonlar?” der Meksikalı,
- “ Eee ... sonra senyör ?”
Amerikalı,
- “Ondan sonra emekli olursun. Geç vakitlerde yatabileceğin küçük bir balıkçı kasabasına yerleşirsin, istersen zevk için biraz balık tutarsın, çocuklarınla oynayacak, karınla siesta yapacak zamanın olur, akşamlarıda arkadaşlarınla şarap içip, gitar çalarsın. Nasıl, mükemmel değil mi?”
“ Senyör zaten ben karımla ve çocuğumla böyle bir hayat yasıyorum neden böyle bir hayat için 20 sene bakliyeyim.”..alıntı....
ZAHİD_46
ZAHİD_46

Mesaj Sayısı : 106
Nerden : KüRe_İ aRz: HaVf ve ReCa DiYaRıNdA KENDİMİ DİNLİYORUM...!
Ruh Hali : Dini Kıssa Ve Hikayeler.... 1145
Tuttuğu Takım : Dini Kıssa Ve Hikayeler.... 1450
Kayıt tarihi : 05/07/08

Kişi sayfası
Rep Puanı:
Dini Kıssa Ve Hikayeler.... Left_bar_bleue15/1000Dini Kıssa Ve Hikayeler.... Empty_bar_bleue  (15/1000)

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Dini Kıssa Ve Hikayeler.... Empty Halil İbrahim Bereketi...

Mesaj tarafından ZAHİD_46 C.tesi Tem. 12, 2008 12:24 pm

Vaktiyle birbirini çok seven iki kardeş varmış.

Büyüğü Halil.

Küçüğü ise İbrahim...

Halil, evli çocuklu.

İbrahim ise bekârmış...

Ortak bir tarlaları varmış iki kardeşin...

Ne mahsul çıkarsa, iki pay ederlermiş.

Bununla geçinip giderlermiş...

Bir yıl, yine harman yapmışlar buğdayı.

İkiye ayırmışlar.

İş kalmış taşımaya.

Halil, bir teklif yapmış :

İbrahim kardeşim; Ben gidip çuvalları getireyim. Sen buğdayı bekle.

Peki, abi demiş İbrahim...

Ve Halil gitmiş çuval getirmeye... .

O gidince, düşünmüş İbrahim:

Abim evli, çocuklu. Daha çok buğday lazım onun evine

Böyle demiş ve

Kendi payından bir miktar atmış onunkine...

Az sonra Halil çıkagelmiş.

Haydi İbrahim. Demiş, önce sen doldur da taşı ambara.

Peki abi.

İbrahim, kendi yığınından bir çuval doldurup düşer yola.

O gidince, Halil düşünür bu defa:

Der ki:

Çok şükür, ben evliyim, kurulu bir düzenim de var.

Ama kardeşim bekâr.

O daha çalışıp, para biriktirecek. Ev kurup evlenecek.

Böyle düşünerek,

Kendi payından atar onunkine birkaç kürek.

Velhasıl, biri gittiğinde, öbürü, kendi payından atar onunkine.

Bu, böyle sürüp gider.

Ama birbirlerinden habersizdirler.

Nihayet akşam olur.

Karanlık basar.

Görürler ki, bitmiyor buğdaylar.

Hatta azalmıyor bile.

Hak teala bu hali çok beğenir.

Buğdaylarına bir bereket verir, bir bereket verir ki...

Günlerce taşır iki kardeş, bitiremezler.

Şaşarlar bu işe...

Aksine çoğalır buğdayları.

Dolar taşar ambarları.

Bugün 'Bereket' denilince, bu kardeşler akla gelir.
Bu bereketin adı: halil ibrahim bereketidir...alıntı..
ZAHİD_46
ZAHİD_46

Mesaj Sayısı : 106
Nerden : KüRe_İ aRz: HaVf ve ReCa DiYaRıNdA KENDİMİ DİNLİYORUM...!
Ruh Hali : Dini Kıssa Ve Hikayeler.... 1145
Tuttuğu Takım : Dini Kıssa Ve Hikayeler.... 1450
Kayıt tarihi : 05/07/08

Kişi sayfası
Rep Puanı:
Dini Kıssa Ve Hikayeler.... Left_bar_bleue15/1000Dini Kıssa Ve Hikayeler.... Empty_bar_bleue  (15/1000)

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz